Tüp bebek tedavisinin başarısızlıkla sonuçlanması hem çift hem de çiftin tedavisinden sorumlu olan hekim ve merkez çalışanlarını derinden etkiler. Sizler gibi bizler de başarılı olmak ve bu sevinci sizinle paylaşmak isteriz. Gebelik testinin negatif çıkması özellikle kadın için dünyanın sonuymuş gibi algılanır, aileye maddi manevi bir yüktür ve derin bir depresyon yaratır. Ummak hayal kırıklığı riskini göze almaktır fakat en büyük risk de hiç bir riski göze almamak olsa gerek. Beklentinin gerçekleşmemesi insanları daima üzer ancak gebe kalamamak özellikle anne adaylarımızda toplumun biçtiği üreme görevinin yerine getirilememiş olması nedeniyle daha da yıkıcı olmaktadır. Ailelerde bir süre sonra durum kabullenilir ve yeni bir tedavinin umuduna doğru arayış yolculuğu başlar. Peki tüp bebek başarısızlığı algılandığı gibi her şeyin sonu mudur?
Tüp bebek başarısız olduğunda sonraki denemeler için beklentimiz ne olmalı?
Öncelikle tüp bebek başarısızlığını beklenen ve beklenmeyen başarısızlık olarak ikiye ayırmak gerekiyor.
Beklenen Başarısızlıklar: Bir profil düşünelim, 40 yaşını aşmış az sayıda yumurta üretebilen anne adayı olan, transfer edilebilen embriyoların kalitesiz olduğu çiftlerde başarılı olma şansı doğal olarak düşüktür. Bu beklenen muhtemel bir başarısızlıktır, bu çiftlerin tüp bebek uygulamalarına devam etmekten başka bir şans yok gibi görünmektedir. Başarısızlığın altında başka nedenler aramak genellikle yersizdir. İyi kalitede embriyonun sağlanabildiği ileri yaşlarda olan ailelerde gebelik şansı yüksek olacaktır. O halde hedef iyi kalitede embriyo üretebilmek olmalıdır. Genç çiftlerde kötü kalitede embriyo üretimi söz konusu olursa genetik incelemeden kaçınmamak gerekir. Modern bir laboratuarda güncel yaklaşımlarla erken bir genetik inceleme bir çok başarısız deneme yaşamanızın önüne geçebilir.
Beklenmeyen Başarısızlıklar: Genç, yumurtalık kapasitesi yeterli ve kaliteli embriyo üreten kadınlarda ise başarısızlık beklentisi daha azdır. İlk denemede başarısızlık olduğu takdirde yeni bir deneme daha yapılmalı ancak bu da başarısız olursa altta yatan neden olup olmadığı araştırılmalıdır. Bunun için de genetik incelemeler, Histeroskopi ve kan pıhtılaşma testleri yapılır. Daha önce çekilmemiş ise rahim filmi (HSG) çekilerek tüplerin tıkalı olup olmadığına bakılması gerekir. Buralarda bir sorun varsa düzeltilebilecek olanlar düzeltilmelidir. Kaliteli embriyoların transferine rağmen gebe kalamayan çiftlerde yapılan araştırmaların altından ancak %50 oranında düzeltilebilecek bir sorun çıkar. Çiftlerin yarısında neden gebe kalınamadığını açıklayacak herhangi bir bulgu yoktur.
Çiftler ne yapabilir? Sigara içiliyorsa kesilmeli ve ideal kiloya inilmelidir. Günde 10′dan fazla sigara içen ve vücut kitle indeksi 30′un üzerinde olan kadınlarda tüp bebek başarısı azalmaktadır. Diyet ile tüp bebek başarısı arasındaki ilişki çok tartışmalıdır. Proteinden zengin diyetlerin faydalı olduğu kanısı yaygın olsa da bu iddiayı destekleyecek bilimsel kanıt yoktur. Stresin azaltılması önemlidir. Bunun için gerekirse bir psikolog ile görüşülmeli ve stres ile başa çıkma yöntemleri öğrenilmelidir. Bu dönemde düzenli spor yapılması stresin azaltılmasına yardımcı olabilir. D vitamini, antioksidanlar ve Omega III kullanılmasının da yararı olabilir.
Biz ne yapabiliriz? Embriyo transfer işleminin zor olduğu kadınlarda rahim ağzının yeniden şekillendirilmesi gerekebilir. Yardımcı laboratuar yöntemleri olan lazer ile embriyonun dış zarının inceltilmesi, embriyo yapıştırıcısı kullanılması, ve daha iyi embriyoları seçmek amaçlı embryoskop ve preimplantasyon genetik tanı kullanılabilir. Embriyoların daha geç transfer edilmesi (5. günde) laboratuar ortamında embriyoların ileri gelişim aşamalarına ulaşıp ulaşmadığı hakkında değerli bilgi verecektir. Çok sayıda yumurta üreten kadınlarda yüksek östrojen düzeylerine bağlı implantasyon etkilenebilir. Bu durumlarda tüm embriyoların dondurulması ve daha sonra yapay siklusta transferi ile gebelik elde edilebilir.
Yukarıda sayılan tüm yöntemlerin denenmesine rağmen gebelik elde edilemese bile umut kesmeden denemelere devam edilmesi halinde çiftlerin azımsanamayacak bir kısmında gebelik elde edilebilecektir. Yumurta sayısı çok az olan ve tüp bebek tedavilerinin önemli bir kısmı embryo transferi ile sonlanmayan çiftlerde ise denemelerin artık durdurulma zamanı gelmiştir.
Doktorluk yaşamımda 9-10 PGD yaptırmış sayısız yöntemler denemiş bir çok ailenin sonunda bebeklerini kucaklarına aldıklarına gördüm, umudumuzu yitirmeden mücadeleye devam etmek mutlaka anahtar kelimedir, benim olmaz dediğim bebekler başka yerlerde doğdular, başka yerlerde olmaz denen bebekler elimde doğdular bizlerin yaptığı bilimsel olarak kadere destek olmak denebilir.